Abdülkadir Selvi’nin dikkat çeken köşe yazısı:
Allah korusun. Durup dururken neden hapse girsin?
CHP Genel Başkanı’nın hapse girmesinin bedelini Türk demokrasisi ödeyebilir mi? Ana muhalefet lideri konuştuğu için dokunulmazlığı kaldırılıp hapse atılacak olsa ilk olarak ben karşı çıkarım.
Peki bu iş nereden çıktı?
Hakkındaki fezleke Meclis’e gelince Kılıçdaroğlu, “Erdoğan beni hapse attırmak istiyor” konulu bir video çekti.
Bahçeli’den de “Çıksın mahkeme karşısına, versin üzerine atılı suçlamaların hesabını. Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendine güveniyorsa dokunulmazlığının kaldırılmasına bizzat kendisi önayak olmalı, karar sürecini bizatihi kendisi başlatmalıdır. Söz veriyorum, ilk kez CHP’ye destek vereceğiz, onlara ‘tamam’ diyeceğiz” çağrısı gelince CHP liderine hapis tehditi beni rahatsız etti. Meclis kulislerini araştırdım. Meclis’te Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması yönünde bir hazırlık yok. Bırakın Kılıçdaroğlu’nu, diğer milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması yönünde de bir çalışma yok.
Dokunulmazlıkların kaldırılması için önce Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda görüşülüp kabul edilmesi gerekiyor. Ardından Meclis Genel Kurulu’na gelip, oylanıp kabul edilecek. Hangi dosyada dokunulmazlığı kaldırılırsa o dosyadan yargılanacak.
KOMİSYON GÜNDEMİNDE YOK
Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nun dokunulmazlıkların kaldırılması gibi bir gündemi yok.
Meclis’in gündeminde ise şimdi 4. Yargı Paketi var. Ardından hayvan haklarıyla ilgili düzenleme gelecek. Meclis ekonomiyle ilgili torba yasayı çıkarıp tatile girecek.
Demem o ki yarın Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılıp hapse girmesi gibi bir durum yok.