Temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için son 5 yılda, her 6 kişiden birinin göç etmek zorunda kaldığı Venezuela’da hükümetin belirlediği asgari ücretle yol parası bile karşılanamıyor. İşçi sendikaları krizin faturasının çalışanlara ödetildiğini ve petrol zengini bir ülkede asgari ücretin ayda 30 lirayı bile bulmamasının trajikomik olduğunu söylüyor.
Son 8 yılda, ekonomisi yüzde 90 küçülen Venezuela’da yaşanan krizin faturasını en fazla ödeyen kesimlerden biri de asgari ücretle çalışanlar. Keza 2011’de 267 dolar olan asgari ücret bugün Türk Lirasıyla ayda 30 lirayı bile bulmuyor yani günlük 1 liradan daha az. Venezuela Tarım Emekçileri Sendikası Başkanı Jose Marcano durumu şöyle açıklıyor:
“Venezuela’da asgari ücrete yüzde 289 zam yapılarak 10 milyon bolivara çıkarıldı. Sadece dolmuş ücretinin 300 bin bolivar olduğunu düşünürseniz asgari ücretin işe gidip gelmeye bile yetmediğini görebilirsiniz. Burada bir ailenin yaşayabilmesi için en az 150 dolar gerekirken hükümetin belirlediği asgari ücret 4 doları bile bulmuyor. Çalışanların hemen hepsi, mesai sonrası ya sokakta işportacılıkla ya da evinde tatlı, börek çörek yapıp konu komşuya satarak geçinmeye çalışıyor. Krizin esas faturası işçi, memur ve emeklilere çıkarıldı. Tüm kazanılmış haklarımız gasp edildi. Dünyanın en zengin yeraltı kaynaklarına sahip ülkesinde, maaşlarımız elimizden alındı ve açlığa mahkûm edildik. Milyonlarca kişi geçinemediği için başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı.”
Sayıları 2 milyonu aştığı tahmin edilen asgari ücretlilerin hemen hepsi, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için birden fazla işte çalışmak zorunda kalıyor. Devlet memuru Lina Martilla da bunlardan biri:
“Ben üniversite mezunuyum ve bir devlet kurumunda ayda yaklaşık 3 Dolar kazanıyorum. Venezuela’da 3 dolarla bir kilo et bile alınamıyor. Geçinmek mümkün olmayınca bir kursa gidip sertifika aldım ve evlere gidip manikür pedikür yaparak geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Mesai arkadaşlarımın çoğu yurtdışına göçtü, kalanlarsa mesai sonrası işportacılık yaparak geçinmeye çalışıyor. Biz krizde sadece alım gücümüzü değil sosyal haklarımızı ve sağlık güvencelerimizi de kaybettik. Örneğin kısa süre önce alerji geçirdim. Burun damlasının fiyatı 6 dolar yani maaşımın iki katı olduğundan alamadım. Tuzlu su ve sirke kullandım ama o da işe yaramadı. Sözde maaşlı bir işim var ama hiçbir ihtiyacımı karşılayamıyorum. Parasızlıktan dolayı, evden dışarı çıkamaz hale geldik.”
Belki de krizin faturasını en ağır ödeyen kesimlerin başında, maaşları asgari ücretin yüzde 70’ine tekabül eden emekliler geliyor. Emeklilerin maaşı ayda 7 milyon bolivar yani yaklaşık 20 liraya tekabül ediyor: “Emekli maaşı ayda 2 dolara düştü. Hükümetin son birkaç aydır yaptığı 2-3 dolarlık yardımı da sayarsak cebimize ayda 4-5 dolar anca giriyor. Bu parayla geçinmek mümkün olmayınca, ben de park yerlerinde araba temizleyerek karnımı doyurmaya çalışıyorum. Emekli maaşıyla bırakın bir ay geçinmeyi haftalık pazar harcı bile görmeniz mümkün değil. Ekmek 1 dolar, peynirin kilosu 3-4 dolar. Bir karton yumurta 4 dolar. Yani ek geliriniz yoksa yaşamanız mümkün değil. Sağlık harcamalarımızı hiç saymıyorum zaten. Ek işte çalışmama rağmen, bu yaşıma kadar yaptığım tüm tasarrufları harcamak zorunda kaldım. Son yıllarımı sakin bir şekilde yaşamak için emekli oldum ama halimizi görüyorsunuz.”Emek örgütleri, Venezuela’ya uygulanan uluslararası yaptırımlara rağmen yeraltı zenginliklerinden ciddi bir gelir elde edildiğini ancak hükümetin asgari ücreti belirlerken yasaları hiçe sayarak, çalışanları açlığa mahkum ettiğini savunuyor: “Venezuela Anayasasının 91. maddesi, asgari ücret 5 kişilik bir ailenin zorunlu masraflarından az olamaz diyor. Bugün hane başı zorunlu mutfak harcamaları 143 dolar olmasına rağmen, iktidarın asgari ücreti sendika ve işverenlerle görüşmeden, tek taraflı olarak ayda 4 dolar olarak belirlemesi tamamen yasalara aykırı. Biz zam talep ettiğimizde hükümet uluslararası yaptırımları gerekçe gösteriyor ancak biz altın, elmas, koltan gibi değerli madenlerin işletme hakkı karşılığında Rusya ve Çin’le yapılan ikili anlaşmalardan büyük gelirler elde edildiğini biliyoruz. Krizin faturası çalışanlara ödetiliyor.”
Uluslararası Para Fonu (IMF) raporlarına göre geçen yılı yüzde 5 bin 500 enflasyonla kapatan Venezuela’da maaşların yalnızca yüzde 800 artırılması, alım gücünün azalmasına, dolayısıyla yoksulluğun ve yoksulluğa bağlı sorunların artmasına neden oluyor.