Türkiye’de başta medya olmak üzere kritik ‘sivil toplum kuruluşlarının’, ABD merkezli vakıf olan Chrest Foundation’dan yüz binlerce dolarlık hibe aldıkları ve almaya devam ettiği ortaya çıkmıştı.
14 Kasım 2020’de vefat eden gazeteci Ahmet Kekeç, vefatından kısa süre önce “Vay beslme vay” başlığıyla kaleme aldığı yazısında bu konuya değinmiş ve tehlikeye işaret etmişti. Kekeç, “Kendilerine “özgür medya” diyen ve farklı düşünenleri “yandaş medya” diye itibarsızlaştıran arkadaşlar bunlar…” demişti.
Sözde özgür medya kuruluşlarından en dikkat çekeni ise gazeteci Ruşen Çakır’ın kurduğu Medyascope adlı haber sitesi oldu.
Yayın hayatına 2015 yılında başlayan Medyascope, derneğin açıkladığı kayıtlara göre Chrest Foundation’dan bir yıl sonra destek almaya başladığı ve 2016’dan 2020 yılına kadar aldığı toplam destek 476 bin 720 dolar olurken, bu rakamın güncel kur ile 4 milyon lirayı aştığı anlaşıldı.
Dernek tarafından tanımlanan “Desteğin” amacı ise partizan olmayan ana akım medya çalışmaları olarak belirtildi.
Vakfın kendi internet sitesinden açıkladığı listede Türkiye’den birçok kuruluş var.
- Anadolu Kültür Derneği,
- Hrant Dink Vakfı,
- Filmmor Kadın Kooperatifi,
- 140Journos,
- Mezopotamya Vakfı,
- IKSV,
- Serbestiyet,
- Hafıza Merkezi,
- Sivil Sayfalar,
- Sabancı Üniversitesi,
- Bağımsız Gazetecilik Platformu P24,
- Mekanda Adalet Derneği,
- Mor Çatı Kadın Derneği,
- Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi (EDAM) ile TESEV,
- Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV),
- Yurttaşlık Derneği ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA)
“VAY BESLEME VAY”
14 Kasım 2020’de vefat eden gazeteci Ahmet Kekeç, vefatından kısa süre önce “Vay beslme vay” başlığıyla kaleme aldığı yazısında bu konuya değinmiş ve tehlikeye işaret etmişti.
İşte Ahmet Kekeç’in 17 Temmuz 2020 yazısı:
“Yandaş medya da yazmasa, bilemeyecektik.
Sessiz sedasız örgütlenmişler…
Sizin anlayacağınız, “paralel bir basın” oluşturmuşlar…
Hayır, Fetullah’ın “paralel”i değil bu.
Kendilerine “özgür medya” diyen ve farklı düşünenleri “yandaş medya” diye itibarsızlaştıran arkadaşlar bunlar…
Sıkı durun!
Yurtdışından gelen paralarla fonlanıyorlar.
Bunların hangi yayın kuruluşları olduğunu da yazalım:
Gazete Duvar, Medyascope, T24 ve Bianet…
Demek ki T24’ün “bakıma alınmış” liberalleri maaşlarını yurtdışından alıyorlar… Afiyet olsun.
Peki, kim bu “yurtdışı” dedikleri finansör?
Kimler çekip çeviriyor bu gizli fonlama merkezini?
İsterseniz, önce konuyla ilgili habere bir göz atalım:
“ABD’nin ünlü düşünce kuruluşu Center for American Progress, ‘Türkiye’nin Değişen Medya Ortamı’ adında bir rapor yayınladı. Gazete Duvar, Medyascope, T24 ve Bianet gibi haber sitelerinin özellikle yurtdışı fonlar tarafından fonlanmaları, ilk defa bir ABD’li düşünce kuruluşunun raporuna açıkça yansımış oldu.”
“Raporun en dikkat çekici kısmı ise, 2016-2019 yılları arasında Ulusal Demokrasi Vakfı (NED)’in Türkiye’de gazeteciliğin desteklenmesi için sağladığı finansmanını altı kat arttırmış olduğu vurgusu oldu. Rapor, bu finansman seviyesinin muhafaza edilmesinin önemli olduğuna da raporda yer verdi.”
Raporda bir de “sitem” var…
O kadar “gerekçe” sıraladıktan sonra dönüp şunu söylüyorlar (daha doğrusu demeye getiriyorlar): “2016’dan beri para yağdırıyoruz, besliyoruz, büyütüyoruz, paranın miktarını tam altı katına çıkardık; dördünüz bir Sputnik etmiyorsunuz, onun yarattığı etkiyi yaratamıyorsunuz.”
İsterseniz haberden devam edelim:
“NED ve diğer ABD’li fon kuruluşlarının Gazete Duvar, Medyascope, T24 ve Bianet gibi medya sitelerini fonlamasının önemli olduğunu açıklayan rapor, bu haber sitelerini ‘Batı desteği alan dijital kuruluşlar’ olarak nitelendirdi ve verilen desteklere rağmen Rusya destekli Sputnik Türkiye kadar etkili olamadıklarını vurguladı. (….) Raporun içeriğinde, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında objektiflikten uzak düşmanlık öğesi içeren birçok açıklamaya yer verilirken, gerçek haber kaynağı olarak hemen her haberi yalanlanan bazı haber sitelerini örnek göstermeleri de dikkatlerden kaçmadı.”
Şimdi sıkı durun:
Raporu yayınlayan düşünce kuruluşu, geçtiğimiz yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tebrik için ziyaret etmiş (Ekrem’in “uluslararası” oynadığı bu ziyaretten belliymiş; Ayasofya konusunda niçin tepki vermediği yavaş yavaş anlaşılıyor sanırım), raporun yazarlarından Alan Makovsky de bu ziyarette hazır bulunmuştu.
Şimdi, ismi Ali olan ama soyadını çıkaramadığım Gazete Duvar yetkilisinden ve “bağımsız gazeteci” Ruşen Çakır’dan açıklama bekliyoruz.
Kime, hangi “gizi servis uzantısına” fonlatıyorsunuz kendinizi?
NOT:
T24’ün sahibi Doğan Akın dün bir açıklama yaptı ve mal beyanında bulundu. “Fonlanıyor” iddiasına da sert tepki gösterdi. Bu kez, iddiaların sahibi Center for American Progress’e duyurulur.”
CHREST FOUNDATİON NEDİR?
Medyascope başta olmak üzere Türkiye’deki kuruluş ve derneklere binlerce dolarlık “hibe” desteği veren söz konusu dernek, Amerika Birleşik Devletleri Irving, Texas’da kurulmuş bir vakıf olmasıyla tanınıyor.
Chrest Vakfı, 1999 yılında gazeteci ve yazar Jeff Jensen ve Lou Anne King Jensen tarafından Teksas, Amerika’da kuruldu. Bağışçılık geleneği olan ailelerden gelen Jeff ve Lou Anne Jensen; ABD’de dezavantajlı çocuklar, diyabet araştırmaları ve sosyal girişimler gibi alanlara yönelik mali desteklerine 2001 yılında uluslararası bir boyut katarak Türkiye’deki STK’lara mali ve teknik destek vermeye başladı.
Türkiye ile ailece yaptıkları bir seyahat ve Mısır’da katıldığı bir uluslararası toplantı sonucunda tanışan Chrest Vakfı kurucusu ve başkanı Lou Anne King Jensen, vakfın mali desteklerini Türkiye’ye yönlendirme kararını şöyle açıklamaktadır:
“Vakfımızın kaynakları sınırlı olduğundan, var olan kaynakları birden çok ülkeye dağıtmak yerine tek ülke üzerinde yoğunlaşmanın daha etkili sonuçlar yaratacağını düşündük. Desteklerimizi tek bir ülkeye yönlendirerek ülkenin dinamiklerini daha iyi anlayabileceğimize, o ülkede yaşayanlarla daha yakın ilişkiler kuracağımıza ve toplum tarafından belirlenen sosyal hedeflere ulaşılmasına daha fazla katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.”
Yapılan açıklamaya göre Chrest Vakfı Yönetim Kurulu, hibe almaya hak kazanan projeleri, proje bölgelerini yakından tanıyan Türk danışmanlarının desteği ile belirliyor. Hibe alan kuruluşların çalışmaları ve projelerin etkisi ise faaliyet raporları ve finansal raporlarla takip ediliyor. İzleme ve değerlendirme için kullanılan bir diğer yöntem ise, vakıf yetkililerinin yaptığı saha ziyaretleri olarak belirtiliyor.
Vakıf tüm bu süreçlerin ardından hibe desteğine karar veriyor.