İsrail hapishanesinde 65 gündür açlık grevini sürdüren 28 yaşındaki Filistinli Gazanfer Ebu Atvan’ın ailesi her an oğullarından kötü bir haber almanın endişesiyle yaşıyor.
İsrail güçlerince yaklaşık dokuz ay önce gözaltına alınan Ebu Atvan, hakkında verilen “idari tutukluluk” kararını protesto etmek için 5 Mayıs’ta açlık grevine başladı.
İsrail, “idari tutukluluk” adını verdiği uygulamayla Filistinlileri istihbarata dayalı olarak 1 ila 6 ay alıkoyabiliyor. Tutuklunun, “İsrail’in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine” karar verilmesi halinde askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.
İsrail Yüksek Mahkemesi, 10 Haziran’da Ebu Atvan’ın “idari tutukluluğunun son bulması” yönündeki talebini reddetti.
Açlık grevi sonrası ilerleyen günlerde sağlık durumu kötüleşen Ebu Atvan, 23 Haziran’da Tel Aviv yakınlarındaki Rehovot kentinde bulunan Kaplan Hastanesi’ne kaldırıldı. İsrail hastanesinde tedavi olmayı reddeden Ebu Atvan, bir Filistin hastanesine nakledilmeyi talep etti. Ancak İsrail Ebu Atvan’ın bu talebini geri çevirdi.
Kudüs’teki İsrail Yüksek Mahkemesi, 24 Haziran’da Ebu Atvan’ın idari tutukluluğunun askıya alınmasına karar verdi. Filistinli tutuklunun avukatı ise İsrail mahkemesinin bu kararının Ebu Atvan’ın tutukluluğunun son bulduğu anlamına gelmediğini, İsrail istihbaratı ve Hapishaneler İdaresinin “tutuklunun hayati sorumluluğunu reddetmesi” anlamı taşıdığını belirtti.
Oğluyla sekiz ay sonra hastane odasında buluştu
Filistinli tutuklu Ebu Atvan’ın annesi Mecdulin Ebu Atvan, AA muhabirine, dokuz aydır yaşadıkları sıkıntıyı ve aylar sonra oğluyla hastane odasında gerçekleşen ilk buluşmasını anlattı.
Mecdulin, oğlunun asıl isminin “Nasib” olduğunu ancak güçlü, dirayetli ve inatçı kişiliği dolayısıyla aslan anlamına gelen “Gazanfer” ismiyle anıldığını söyledi.
Oğluyla sekiz ay sonra hastane odasında gerçekleşen ilk buluşmasında göz yaşlarına hakim olamadığını anlatan acılı anne, şöyle konuştu:
“İlk gördüğümde kalbim paramparça oldu. Ancak oğluma güç vermek için kuvvetli durmaya çalıştım. İşgalci İsrail’e oğlumun üzerinde baskı kurma fırsatı vermemek için zayıf görünmek istemedim ama kalbim paramparçaydı. Kur’an-ı Kerim okudum ve oğlumun kurtulması için dua ettim.”
“Oğlumun tabutta dönmesini istemiyorum”
Anne Mecdulin, Ebu Atvan ailesinin Filistin uğruna çok fedakarlık yaptığını ve İsrail’in bu aileden intikam almaya çalıştığını dile getirerek, şunları anlattı:
“Gazanfer’in amcasının oğlu şehit oldu, dayısı 5 kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı, aileden İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan başka kişiler de var. Bunun adı Gazanfer’den intikam almaktır.”
Mecdulin, yaşadığı endişeyi anlatırken “Oğluma bir şey olmasından korkuyorum. Onun başı dik, muzaffer bir şekilde evine dönmesini istiyorum. Oğlumun tabutta dönmesini istemiyorum.” ifadelerini kullandı.
Oğluna destek için 3 gündür açlık grevi yapıyor
İşgal altındaki Batı Şeria’nın güneyinde yer alan Et-Tabaka köyündeki evlerinin önüne çadır kurduklarını ve oğluna destek için 3 gündür açlık grevinde olduğunu söyleyen Mecdulin, “Oğlumun çektiği sıkıntıyı paylaşmak ve ona destek olabilmek için biz de açlık grevindeyiz.” dedi.
“Sağlığı her geçen dakika kötüye gidiyor ve her an kötü bir haber gelebilir”
Filistinli tutuklu Ebu Atvan’ın kız kardeşi Benan Ebu Atvan da yaşadıkları endişenin her geçen gün daha da arttığını ifade etti.
Kardeşinin sağlık durumunu gördüğünde şoke olduğunu söyleyen Benan, “Gazanfer’in durumu gittikçe kötüleşiyor, hayatından endişe ediyorum. Ayaklarını hareket ettiremiyor, sürekli baş, mide ve eklem ağrısı çekiyor, konuşmakta zorlanıyor.” dedi.
Ebu Atvan’ın hayati organlarını kaybetmesinden korktuğunu vurgulayan Benan, “Sağlığı her geçen dakika kötüye gidiyor ve her an kötü bir haber gelebilir.” diye konuştu.
Ebu Atvan sürekli şuur kaybı yaşıyor
Filistin Esirler Cemiyetinin 5 Temmuz Pazartesi günü yaptığı yazılı açıklamada, Ebu Atvan’nın açlık grevine ek olarak su orucuna da başladığı ve sağlık durumunun endişe verecek şekilde kötüleştiği belirtilerek, hayatını ya da organlarından birini kaybetme ihtimali bulunduğu ifade edilmişti.
Herhangi bir takviye almayan Ebu Atvan’ın sürekli şuur kaybı yaşadığı ve kalbinin aniden durmasından endişe edildiği kaydedilmişti.
Filistin Esirler Cemiyetinin yazılı açıklamasında Ebu Atvan’ın mektubuna da yer verilmişti. Mektubunda Ebu Atvan, “Hayatım gözlerimin önünde kayboluyor. Sağlığımı kaybettim, bedenim bana ihanet etti. İşgalci İsrail bana karşı yavaş yavaş ölüm politikası uyguluyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Ebu Atvan, 2019’daki tutukluluğu sırasında da bir süre açlık grevi yapmıştı.
Filistin kaynaklarına göre, İsrail hapishanelerinde 365’i “idari tutuklu” olmak üzere yaklaşık 4 bin 500 Filistinli bulunuyor.