İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, hem hayata geçirdikleri yeni uygulamadan hem de salgın süreci sonrası sektörün çalışmalarından bahsetti. Yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden salgının en çok etkilediği mesleklerin başında yer alan kuyumculuk için, normalleşmeyle birlikte yaz-düğün sezonuna girildiğini anımsatan Atayık, ertelenen düğün-nişan taleplerinin gerçekleşmesi, salgın nedeniyle gelemeyen gurbetçi müşterilerin gelmesi ile uzun süredir bugünleri bekleyen sektör mensuplarının yüzünün güleceği umudunda olduklarını söyledi.
“Uzun bir süredir hem piyasadan gelen talep, hem de müşteriler tarafından bize gelen yoğun şikayetler üzerine meslek odası olarak perakendeci kuyumcu esnafıyla müşterileri arasındaki ilişkilerin daha sağlıklı yürütülmesi amacıyla yoğun bir çalışma içerisine girdik. Bu çalışma kapsamında yurt içi ve yurt dışında çeşitli saha araştırmaları yaptık. Nihayetinde kuyumcu esnafıyla tüketici arasındaki güveni, yüzde 100 müşteri memnuniyeti düzeyine taşıyabilmek için vitrinlerde ve alışveriş portalları üzerinden sergilenen altın takı ve mücevherlerin Odamız gözetiminde bir kalite kontrol zinciri kapsamında sunulması gerektiğine inanıyoruz.
İKO olarak kuyumcu esnafı ile yerli ve yabancı tüketici arasındaki güveni en üst düzeyde tesis etmek, aynı zamanda tüketicilerin güvenli ürünlere ulaşmalarını sağlamak amacıyla ağustos ayında İKO-güvenCE etiketi uygulamasını başlattık. Ticaret Bakanlığımızın güvenli ürün ve tüketicinin korunmasına yönelik çalışmalarına paralel olarak, meslek odası olarak 5362 Sayılı Kanun ile bize verilen ‘Meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak’ görevini yerine getirmek, anlaşmazlıkları çözmek, ürünlerin uluslararası standartlara, REACH (insan sağlığına uygunluk) tüzüğüne uygunluğu sağlamak üzere İKO-güvenCE etiketi çalışmasını hayata geçirdik.”
“GÜVEN UNSURU GÜNÜMÜZDE SERTİFİKA, ETKİKET GİBİ NESNELERİ GEREKLİ KILIYOR”
İKO Başkanı Atayık, tüm alanlarda güven duygusunun önemli olduğunun altını çizerek, insanların tüm dünyada güven ve güvenceye ihtiyaç duyduğunu, 1 Ağustos itibarıyla devreye alınan İKO-güvenCE etiketi sisteminin, bu ihtiyaca karşılık, ürününe güven vermek isteyen kuyumcularla, güvenli ve güvenceli ürün satın almak isteyen yerli ve yabancı tüketiciyi kalite ortak paydası altında buluşturacağını aktardı.
Küresel gelişim sonucunda eskiden kendiliğinden sağlanan güven unsurunun, günümüz şartlarında sertifika, garanti kartı, etiket, karekod gibi başka maddi nesneleri gerekli kıldığına işaret eden Atayık, şunları söyledi:
“Özellikle kuyumculuk ve mücevherat sektöründe diğer sektörlere oranla bu unsura daha da çok ihtiyaç duyulduğu değerlendiriliyor. Yerli ve yabancı tüketiciye kesin güveni sağlayacağını düşündüğümüz bu projenin ayrıca kuyumcu meslektaşlarımızı da olumlu etkileyeceği, satışlar üzerinde de pozitif katkılar sağlayacağına inanıyoruz. İKO- güvenCE Etiket sisteminin özellikle piyasanın hareketlendiği dönemlerde sıkça dile getirilen sahte-taklit, ayarı düşük altın gibi tartışmaları da ortadan kaldıracağına inanıyoruz. İKO güvenCE Etiketi ile hem sektör, hem tüketici güvende olacak, etiketin tüketiciye ek bir maliyeti kesinlikle yok.
Etiket, karekod okutulduğunda Güvence sitesinden orijinalliği kontrol edilebilir şekilde hazırlanmıştır, taklit edilemez. İKO-güvenCE Etiketi sistemi, ilk etapta Oda üyelerimiz başta olmak üzere İstanbul’daki tüm meslektaşlarımız ve alışveriş siteleri üzerinde ürün satışı yapan kuyumcuları kapsıyor. İKO GüvenCE etiketini önümüzdeki süreçte üretici bazında da geliştirilerek tüm Türkiye çapında yayılmasını planlıyoruz. İKO- güvenCe Etiketi Sistemi’ne katılacak kuyumcu esnafımız, sattığı ürünün bahse konu olan tüm kalite standartları şartlarını yerine getirdiğini, uymadığı durumlarda ise verilecek olan cezayı kabul ve beyan ettiğini içeren bir taahhütname imzalayacak.”
Atayık, İKO-GüvenCE etiketi sistemi ve logosunu kullanacak olan kuyumcu esnafının, İKO’nun Gemoloji Laboratuvarı GLT ve Ayarevi imkanlarından öncelikli ve avantajlı olarak faydalanacağını bildirdi.
“TÜKETİCİNİN TAKIYLA BİRLİKTE ETİKET/KAREKOD SAKLAMASI, GARANTİ OLUŞTURACAK”
Tüketicinin kuyumcu mağazasından veya internet üzerinden satın aldığı altın takı ve mücevherlerle ilgili herhangi bir sorun yaşamamak için kuyumcusundan mutlaka İKO- güvenCE etiketini talep etmesi gerektiğini dile getiren Atayık, tüketicinin takıyla birlikte etiket/karekod saklamasının kendisi için bir garanti oluşturacağını anlattı.
Atayık, İKO-güvenCE Etiketi bulunan bir ürünle ilgili şikayet halinde, tespit çalışmalarının İKO Ayarevi ve Türkiye Gemoloji Laboratuvarı’nda yapılacak analizlerle belirleneceğini, mağduriyetlerin bu sonuçlar ve İKO Uzlaşma Komisyon kararı esas alınarak giderileceğini söyledi.
Atayık, sulhen ve İKO Uzlaşma Komisyonu kararları ile çözülemeyen durumlarda ise protokolde düzenlenen hak ve hükümlülüklerden doğan, söz konusu hak, yükümlülükler ve her türlü taleple ilgili, ihtilaf ve takipler bakımından İstanbul Merkez (İstanbul Adliyesi) Mahkemeleri ve icra dairelerinin münhasır yetkili kılındığını dile getirdi.
“KALPAZANLIK ŞİKAYETLERİ NEDENİYLE GÜVEN SORUNU BAŞLAMIŞTI”
Bu etikete neden gerek duyulduğu hakkında bilgi veren Atayık, konuya ilişkin şunları anlattı:
“Son zamanlarda düşük ayar, taklit, kalpazanlık konusunda yoğunlaşan şikayetler nedeniyle tüketicilerle kuyumcular arasında bir güven sorunu başlamıştı. Bu da sektörü hem maddi, hem prestij olarak olumsuz etkiliyordu. Altın fiyatlarının da yüksek olması, tüketicilerle kuyumcular arasındaki güven kaynaklı sorunları, ne yazık ki daha da büyütüyordu. Biz, bu nedenle mesleğin en önemli çatı kuruluşu olarak, düzenli esnaf denetimlerimizin yanında piyasada yaşanan bu soruna köklü bir çözüm bulmak amacıyla uzun araştırmalar sonucunda, ek bir güven halkası oluşturup altın ve değerli taşlı takıları kapsayacak genişlikte böyle bir sisteme geçilmesini gerekli gördük.
Tüketici, bu sistem sayesinde altın, altın takı ve mücevher alışverişini daha güvenli ve gönül rahatlığıyla yapmış olacak. Tüketici, aynı zamanda kuyumcunun İKO’yla yaptığı taahhütname gereğince yasal süreçler içerisinde hiçbir ek ödeme yapmadan delil niteliğinde ek bir belgeye de kavuşmuş olacak. Bu sistem sayesinde hem tüketici, hem de kuyumcu kendini daha rahat ifade etmiş olacak ve kendilerini güvenceye altına almış olacaklar. Bir taraftan taahhütname ile yazılı olarak ürünlerinin güvenilirliğini taahhüt eden kuyumcu, altın ve mücevherlerinin doğruluğuna güvendiğini beyan etmiş olacak. Kendisi de alırken veya ürettirirken de daha tetikte olacak.Tüketici ise bu etiket sayesinde, İKO’nun ve İKO Uzlaşma Komisyonu’nun desteğini hızlı bir şekilde alabileceğini, mağduriyet durumunda bire bir başvurabileceğini bilecek.”
İKO Başkanı Atayık, bu sistemin sektörde, ayar, taklit ve sahtecilik konularında bir kat daha güvenli bir kalite zinciri oluşumunu ve otokontrolü sağlayacağını dile getirdi.
“GÜVENCE ETİKETİ ÜRÜNE ÖZEL”
Güvence etiketinin, tüketicinin mağduriyet durumunda hakkını ararken eline ek bir güç verip sonuca daha kolay ulaşmasını sağladığına dikkati çeken Atayık, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Güvence etiketi olmayan firmalara ‘güvensiz’ diyemeyiz, sertifikası olmayan pırlantalar sahtedir diyemeyeceğimiz gibi… Sisteme henüz geçmemiş olabilir. Ama, güvence etiketi alan kuyumcuların ek bir güven önlemi alarak güvenilirliğini bir kat daha artırdığını söyleyebiliriz. Bu önemli taahhütname sayesinde ihtilaf halinde mahkemelerde de geçerli olacak imzalı, kaşeli bir beyanda bulunuyor.
Ürünlerine güvenen her kuyumcunun çok düşük maliyetlerle sahip olabileceği bir etiket, tüketiciye ise hiçbir maliyeti yok. Bu arada sertifika, ürünün ne olduğunun beyanıdır ve yine gerekli, geçerlidir. Güvence etiketi ise ürünle ilgili yaşanabilecek herhangi bir mağduriyette direkt İKO’ya başvurularak bunun giderilmesi sürecini kısaltan, destekleyen tüketiciye ücretsiz sunulan bir etikettir.”
Bir işletmenin İKO üyesi olması ile bu etiketi almasının farklı şeyler olduğunun altını çizen Atayık, İKO üyesi veya odalara kayıtlı esnafın periyodik olarak denetlenip örnekleme usulüyle bir kısım ürünlerinin alındığını ve analiz edildiğini anlattı.
Atayık, “Zaten bir sorun yaşanırsa ihtardan başlayıp süreli veya sürekli kapatmaya kadar giden yaptırımlar var. Ancak, güvence etiketi, her bir ürün için, ürüne özeldir. Bu etiketle kuyumcu için bir otokontrol başlıyor, verdiği taahhütnameden dolayı kendisi tek tek etiketli ürünlerini denetleyip emin olmak zorunda. Böylece bir denetleme ekibinin çok uzun sürelerde yapabileceği bir şeyi, bir kuyumcunun tek tek mağazasındaki tüm ürünlerine özen göstermesini sağlıyoruz.” diye konuştu.