1. Haberler
  2. dünya
  3. ATLANTİK OKYANUSU’NUN BÜYÜK GİZEMİ: BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ

ATLANTİK OKYANUSU’NUN BÜYÜK GİZEMİ: BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bermuda Şeytan Üçgeni Efsane mi, Gerçek mi? Atlantik Okyanusu’nda kaybolan gemiler, insanlar ve uçaklara dair efsaneler, çeşitli teoriler ve bir türlü aralanamayan sır perdesi… Gelin, bu teorilere birlikte göz atalım. Bu gizemin altında aslında ne var?

Bermuda Üçgeni, Atlas Okyanusu’nda Miami (Florida) ile Porto Riko’daki San Juan ve Bermuda adaları arasındaki bölgeye verilen isimdir. Bu bölge çok sayıda geminin, uçağın ve insanların iz bırakmadan kayboluşunun gizemli hikâyeleriyle bilinmektedir. Bu nedenle halk arasında Bermuda Şeytan Üçgeni ismini almıştır.

Eskiden manyetik olduğu sanılan fakat günümüzde okyanus akıntılarının etkisiyle oluşan bir doğal gaz kaynağına ev sahipliği yaptığı düşünülen bir alandır.

Kimsenin net bir açıklama getiremediği bu esrarengiz bölge, içinde bilim insanlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından uzun bir süre “doğaüstü bir takım güçlerin eseri” olarak nitelendirildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis’in orada bulunup (bu düşünceye paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır) Kayıp Kıta’nın hiçbir zaman çözülemeyen teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb’un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir. Öte yandan meydana gelen olayları ani hava değişimleri, metan gazı çıkışı, gel-git dalgaları, sıcak su akıntısı gibi nedenlere dayandıranlar da olmuştur.

Esrarengiz kayıp vakaları

SS Cotopaxi

Bermuda Şeytan Üçgeni’nde yaşanan en ünlü kayıplardan biri de 29 Kasım 1925 tarihinde yaşanan SS Cotopaxi vakasıdır. ABD’nin Güney Karolina limanından Küba’nın başkenti Havana’ya yol alan SS Cotopaxi gemisi, 30 mürettebatıyla beraber 1925’te Bermuda Şeytan Üçgeni’nde gizemli bir şekilde kayboldu.

 

Alıkonulmuş olabilir

The Online Newsfeed adlı internet sitesinde geminin, Küba Sahil Güvenliği tarafından alıkonulduğu yazıldı.

 

Kaptanın seyir defteri

Daha sonra Küba’ya ait 3 devriye gemisinin, SS Cotopaxi gemisine ulaştığı fakat gemide hiçkimsenin olmadığı tespiti yapıldı. Gemide inceleme yapan Küba Sahil Güvenliği, kaptanın seyir defterini buldu. Defterdeki son yazı 1 Aralık 1925 tarihinde yazılmıştı. Makalede, Kübalı General Abelardo Colomé’un Küba Hükümeti’nin geminin gizemini araştıracağına dair sözlerine yer verildi.

USS Cyclops kazası

Amerikan donanmasının tarihinde, tek seferde en çok can kaybı bu olayda yaşanmıştır. 309 kişilik mürettebata sahip gemi 1918 yılında arkasında hiçbir iz bırakmadan kayboldu ve ardından Carroll A. Deering 31 Ocak 1921 tarihinde Bermuda Şeytan Üçgeni bölgesinde tüm mürettebatı kayıp şekilde bulundu.

Amerikan Hava Kuvvetleri talim uçuşu

5 uçağın yaptığı bu talim uçuşu sonunda hiçbir uçak üsse geri dönmedi. Telsiz konuşmalarında yönlerini bulamadıklarını ifade eden pilotlar sonunda yakıtları tükendiği için denize düştüler. Onları kurtarmak için yola çıkan bir arama kurtarma uçağı da tabiri caizse sırra kıdem bastı.

Ellen Austin gemisi

1881 yılında New York’a olan yolculuğunda mürettebatsız başıboş bir gemi bulundu. Terk edilmiş gemiye mürettebattan 4 adam geçerek gemiyi beraberlerinde götürmek üzere Ellen Austin gemisine bağladılar. İki gemi birbirlerine bağlı halde yolculuklarına devam ederken kısa süre sonra gemi, Ellen Austin’den koparak içindeki 4 kişilik mürettebatla birlikte kayboldu ve çok geçmeden bulundu. Fakat 4 kişilik mürettebata dair hiçbir ize rastlanmadı.

BSAA Star Tiger ve BSAA Star Ariel’in Kayboluşu

 

BSAA Star Tiger ve BSAA Star Ariel İngiliz ve Güney Afrika Havayolları’na ait 2 yolcu uçağı neredeyse bir yıl arayla (30 Ocak 1948 – 17 Ocak 1949) Bermuda Şeytan Üçgeni semalarında yok oldular. Henüz Bermuda Şeytan Üçgeni’ne girmeden uçaklardan biriyle iletişim koptu.

5 Aralık 1945

Flight 19, görevi sırasında ABD donanmasına ait beş bombardıman uçağının 1945 yılında Atlas Okyanusu’nun Florida kıyılarına yakın bölgesinde 14 mürettebatla birlikte ortadan kayboldu. Son telsiz konuşmalarında uçakların pusulalarının düzgün çalışmadığı ve pilotların yönlerini kaybettikleri kaydedildi. 5 Aralık 1945’te gerçekleşen olay sonrasında yüzbinlerce kilometrekare alan aranmasına rağmen mürettebata ve uçakların enkazına dair bir iz bulunamadı.

Teoriler

Bu efsanelerin ortaya çıkış nedeni, bölgede batan ya da düşen ancak herhangi bir kalıntısına ulaşılamayan gemilerin ve uçakların dâhil olduğu onlarca kaza Bermuda Üçgeni bölgesi, Atlas Okyanusu’nun en derin yeri olan Porto Riko Çukuru’na (derinliği 8400 metreyi aşıyor) ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla bu bölgede kaza geçiren gemilere ya da uçaklara ait hiçbir iz bulunamamasının nedeni derin sular olabilir. Yaşanan olayların nedeni olarak öne sürülen -bazıları mantıklı bazıları fantastik kabul edilebilecek- farklı görüşler var;

  • Altıgen bulutlar

İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, bu bölgedeki anormalliğin nedeni bölgenin üzerinde ‘uçak bombası’ etkisi yapan altıgen bulutlar.

‘Uçak bombası’ etkisi yapan bu bulutlar okyanusa doğru düşen güçlü hava akışlarına sebep oluyor. Başka bir deyişle bugüne kadar yaşanan onca kaza ve kayıp haberinin nedeni bu ani hava değişimleri olabilir.

  • Metan baloncukları

 

Denizdeki metan baloncukları, Bermuda Üçgeni bölgesindeki gemilerin batmasının nedenlerinden biri olabilir.

Metan gazı, buz kristallerinden oluşan bir kafesin içine hapsolmuş şekilde (metan hidrat olarak isimlendirilir) katı halde bulunabilir. Okyanus tabanında bulunan metan hidrat rezervlerinin ısınması ya da üzerindeki basıncın azalması sonucu metan tekrar gaz haline dönüşebilir. Bilim insanları çok miktarda metan gazının deniz tabanından yüzeye doğru çıkmasına neden olan bu sürecin Bermuda Üçgeni’ndeki gemilerin batmasına neden olabileceğini düşünüyor.

American Journal of Physics dergisinde yayımlanan bir araştırma da denizdeki gaz baloncuklarının deniz suyunun yoğunluğunu azaltarak gemilerin batmasına sebep olabileceğini gösteriyor.

  • Metan gazı

Metan gazı, buz kristallerinden oluşan bir kafesin içine hapsolmuş olarak katı halde bulunabilir. Okyanus tabanında bulunan metan hidrat rezervlerinin ısınması veya üzerindeki basıncın azalması sonucu metan tekrar gaz haline dönüşebilir. Bilim insanları, Bermuda Şeytan Üçgeni’ndeki uçak ve gemi kayıplarının yüksek miktarda metan gazının deniz tabanından yüzeye doğru çıkmasına sebep olan bu süreç sonucu olabileceğini düşünüyor.

Okyanus tabanlarında oluşan doğalgaz hidratlarında, bilinen bütün kömür, petrol ve doğalgaz yataklarının iki katı kadar karbon bulunur. Buralardan büyük miktarlarda açığa çıkan gazlar, gemileri alabora edecek kadar devasa boyutlu su kütlelerini oluşturduğu gibi, emişli uçak motorlarını şoke etmeye yetecek kadar lokal atmosferik kirlenmeye de neden olur. Volkanik faaliyetlerle meydana gelen gaz çıkışları, günümüzden 65 milyon yıl önce Kretase sonlarında meydana gelen ve dinozorların yok olması gibi büyük kitlesel ölümlere de neden olmuş olabilir. Gemilerin ve uçakların mürettebat ve yolcuları ile Bermuda Üçgeninde esrarengiz bir şekilde yok olmalarının nedeni, gaz hidratları olabilir. Gaz hidratları, kimyada özel bir bileşik grubudur. Hidratlar, buza
benzemelerinin yanında, suyun donma derecesinin üstündeki sıcaklıklarda katıdırlar. Genellikle, 72 °F’nin altındaki sıcaklıklarda ve 400 psia’dan fazla basınçta oluşurlar. 1812’de Sir Humphrey Davy ve 1823’de Faraday tarafından, sudaki kloru sıvılaştırmaya çalışırlarken keşfedilmişlerdir. Villard, gaz hidratları konusunda kapsamlı bir yayın yapmış; W. Schroeder ise “Gaz Hidratlarının Tarihi” başlıklı eserini 1926 yılında Almanya’da yayınlamıştır. Gaz hidratları iki formda bulunurlar. Birincisi, dodekahedral biçimli, her yüzeyi 5 kenarlı, 12 yüzeyli ve propandan daha küçük gaz
molekülleri şeklindedir. Çoğunlukla metan içeren biyojenik gazlardan okyanus diplerinde oluşurlar, ikinci yapısal biçim, 12 pentagon ve 4 hegzagondan oluşur. Molekülleri pentandan küçük, etandan daha büyüktür. Bu ikinci çeşit hidratlar genellikle gaz üretim tesislerinde bulunurlar.

  • Hava koşulları

Bu bölgede hava koşullarının aniden değişmesi ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan şiddetli fırtınalar uçakların ve gemilerin kaza geçirerek ortadan kaybolmasına neden olmuş olabilir.

  • Manyetik alan

Bir başka teori ise pusulaların manyetik Kuzey (değişen manyetik Kuzey Kutbu) yerine gerçek Kuzeyi (coğrafi Kuzey Kutbu) gösterdiği, manyetik ve gerçek kuzeyin mükemmel bir şekilde hizalandığı nokta olan agonik çizginin Bermuda Şeytan Üçgeni’nden geçtiği üzerine. Bu sebeple uçak ve gemilerdeki pusulalar doğru çalışmıyor ve rotadan sapılıyor. Bu bölgede Dünya’nın manyetik alanında ortaya çıkan düzensizlikler uçaklarda ve gemilerde yön bulmayla ilgili sorunlara neden oluyor. Fakat bilim insanları agonik çizginin her sene yer değiştirdiğini keşfetti. Artık çizgi Meksika Körfezi’nden geçiyor.

 

 

  • Okyanus akıntıları

Diğer bir görüşe göre bu bölgedeki okyanus akıntılarının çok hızlı ve düzensiz olması nedeniyle kazaların kalıntıları kısa sürede ortadan kayboluyor.

Bilimsel temelleri olan bu açıklamaların yanı sıra Bermuda Üçgeni bölgesinde suyun altında gömülü olduğu düşünülen kayıp şehir Atlantis’ten uzayzaman eğilmelerine kadar bu bölgede yaşanan gizemli kayıp olaylarını açıklamaya çalışan fantastik görüşler de var.

  •  Şeytan

Bölgede cehenneme açılan bir kapı olduğuna, burada kaybolan tüm canların şeytana sunulduğuna inanılıyor.

Bu teorilerden en ünlüleri uzaylılar ve UFO’lar. Teoriye göre bölgede uzaylılara ait bir üs bulunuyor. İnsanlar, gökyüzünde aniden beliren, bir süre sinyal gibi yanıp sönen ve ardından kaybolan ışıklar gördüğünü aktarıyor. Zaman zamansa bölgede anlaşılmaz konuşmalar, ürkütücü sesler duyulduğu belirtiliyor.

 

 

  • Kayıp şehir

Bermuda Şeytan Üçgeni’nin efsanevi kayıp şehir Atlantis’in battığı bölgede olduğu söylenir. Teoriye göre uçaklara ve gemilere Atlantis’te hayatını kaybetmiş halkın ruhları saldırıyor.

  • Zaman yolculuğu tüneli

Teoriye göre bölgede zamanda atlamalara yol açan elektronik sis mevcut. Bruce Gernon isimli pilot Bermuda Şeytan Üçgeni üzerinde uçarken zamanda 30 dakika ileri gittiğini iddia ediyor. Pilota göre elektronik sisin içinden geçerken uçaktaki cihazlar hata vermiş, 160 kilometrelik yolu saniyeler içerisinde almış.

Peki, ortada gerçekten açıklanması gereken gizemli durumlar var mı?

Bu soruyu cevaplayabilmek için Bermuda Üçgeni’nde yaşanan kayıp olaylarının sebebini açıklamanın mümkün olup olmadığının ortaya konması gerekiyor.

Bermuda Üçgeni’ndeki en bilinen gizemli olaylardan ikisi ise İngiliz Güney Amerika Havayolları’na (BSAA) ait Star Tiger ve Star Ariel isimli iki ticari yolcu uçağının bir yıl arayla (1948 ve 1949’da) toplam 51 yolcu ve mürettebatla birlikte ortadan kaybolmasıydı. İngiliz gazeteci Tom Mangold’a göre bu kazaların nedeni o dönemdeki uçakların günümüzdekiler kadar dayanıklı olmaması.

Aslında Bermuda Üçgeni’nde yaşanan kayıp olaylarının açıklaması sanıldığı kadar karmaşık olmayabilir. Bermuda Üçgeni dünya üzerinde deniz ve hava trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerden biri. Bu durum istatistiksel olarak daha fazla kaza ve kayıp olaylarının sayısının artması anlamına geliyor.

Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen jet motorlu veya pervaneli bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, jet motorlarındaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Pervaneli uçakta ise uçağın havada kalabilmesi için uçağa etkiyen kaldırma kuvveti, havanın yoğunluğu düşmesinden dolayı azalır. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.

Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parçalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve “hidrat” denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu “tebeşir gazlar” erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır. O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.

Kristof Colomb’dan beri bu alanda sıcak sular ve su damlarının bulunduğu rapor edilmektedir. 1963 yılında bir Pan Amerikan uçağının mürettebatı, Bermuda Üçgeni üzerinde uçarken, bir havaalanı büyüklüğünde kaynayan bir su domu gördüklerini bildirmişlerdi. 2. Dünya Savaşı sırasında bazı gemi radarları hiç ada bulunmayan bu bölgede adalar saptadıklarını, fakat sonradan bu adaların kaybolduklarını bildirmişlerdir. Kaynayan su ve yanıltıcı radar görüntülerinin, derin okyanus tortullarından ayrılan büyük gaz kütlelerine ait olduğu kuvvetle muhtemeldir.

1840 yılından bu yana Bermuda üçgeninde yaklaşık 140 gemi ve uçağın kaybolduğu bilinmektedir. Texas A&M sondaj gemisinin Blake düzlüğünde hidratlarda yaptığı sondajlardan sonra Exxon’dan Dr. Richard Melver AAPG bülteninde yayınlanan makalelerinde şöyle yazıyor: “Birikmiş olan hidrat yığışımları aniden kırıldığında, gaz çok hızlı bir şekilde dip çamurlarını geçerek yukarı doğru çıkar, Büyük miktardaki gaz, çok çok küçük baloncuklar halinde suyun üstüne doğru ani olarak hareket ederek fışkırır. Eğer gazın çıkışı çok hızlı olursa, bir patlama meydana gelecek ve bunun deniz yüzeyindeki etkileri de, yüzeyin içe doğru çekilmesi şeklinde olacaktır. Bu ise yüzeyde aşırı çalkalanmaya ve suda köpürmeye neden olacaktır. Bu sırada tesadüfen orada bulunan bir tekne, dengesini kaybederek süratle batacaktır. Eğer gaz çıkışı çok fazla ise, bu kez serbest kalan gaz okyanus yüzeyine de çıkacaktır. Bu sırada alçak uçuş yapan bir’ uçak eğer o bölgeden geçiyorsa gaz yoğunlaşması nedeniyle motoru gücünü kaybedecek ve uçak okyanusa düşecektir”. Dr. Melver bu varsayımını Texas A&M’de bir dalga tankı kullanarak kanıtlamıştır. Bermuda üçgeninde kaybolan tankerlere benzeyen bir gemi maketini, bu tank içinde yüzdürmüş, tankın dibine yerleştirdiği bir eksozdan gaz vererek, varsayımındaki ortamı yaratmış ve gemi maketi adeta bir taş parçası gibi batmıştır.

Esasen Bermuda Şeytan Üçgeni’nde kaybolan uçak ve gemi sayısının, Dünya’nın herhangi bir bölgesinde yaşanan kayıp vakalarından daha fazla olduğunu ortaya koyan kesin bir veri yoktur. Bazı bilim insanları, Bermuda Şeytan Üçgeni’nin gerçekte kurgu ve popüler kültürün bir ürünü olduğunu söylemektedir.

 

Bilim; sırdan, gizemden nefret
eder. Evrendeki her şeyin
mantıklı bir açıklaması vardır.
Marifet, onu keşfedebilmektir.

 

 

 

 

Kaynak: Gray, H.J., 1998. Natural Gas Hydrates and the Mystery of the
Bermuda Triangle, Harts’s Petroleum Engineer International,  wikipedia, bilimoloji.com, tubitak.com

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir