Yazısında CHP ve İYİ Partililerin son dönemde “Katar” üzerinden oluşturmaya çalıştığı algıya tepki gösteren Acet, “Milyarlarca dolar parayı bayılıp, Amerika’dan M-46, M-47; Almanya’dan Leopar tankı satın almamıza seslerini çıkarmıyorlar” dedi.
Muhalefetin sermaye ırkçılığı yaptığını savunan Acet, “Türkiye’ye 2003 ila 2020 arasında toplam 165 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi olmuş. Bu yatırımların takriben 3’te birini Hollanda, ABD ve İngiltere’den şirketler oluşturmuş. Doğrudan yabancı sermaye anlamında ilk on ülke arasında Lüksemburg, İspanya, Belçika, Fransa ve Azerbaycan gibi ülkeler yer almasına rağmen Katar, 2,7 milyar dolarlık yatırımlar ancak 17’inci sırada kendisine yer bulabilmiş” ifadelerini kullandı.
Bu sebepten dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dün Arifiye’deki Tank-Palet Fabrikasına çıkarma yaptığını anlattı.
İŞTE CHP’NİN KENDİNİ YALANLADIĞI O KATAR VİDEOSU
İşte Acet’in yazının tamamı:
“Milyarlarca dolar parayı bayılıp, Amerika’dan M-46, M-47; Almanya’dan Leopar tankı satın almamıza seslerini çıkarmıyorlar.
Ama kendi tankımızı üretmemiz için Katar sermayesinin devreye girmesinden huzursuz oluyorlar, kıyameti koparıyorlar.
Tuhaf bir “şovenizm” dili var.
Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener, CHP’lilerle İYİ Partililer son günlerde birbiriyle yarışıyor bu konuda.
Yalan üstüne yalan, tezvirat üstüne tezvirat.
Siyasi hedeflerine ulaşmak için algıların olguların önüne geçmesine, yalanların doğruları gölgede bırakmasına umut bağlamış durumdalar sanki.
KATAR DÜŞMANLIĞI, SERMAYE IRKÇILIĞI
Malum, geçen hafta, bunun bir örneğini yaşamıştık.
Üniversite sınavı için ter dökecek olan milyonlarca öğrenci ve onların ailelerinin kafalarını karıştırmak, morallerini bozmak adına, son yılların en büyük yalan kampanyalarından biri, CHP yönetimi tarafından sürüme sokulmuştu.
Katarlı gençlere sınavsız üniversite şansı diye uydurulan bir haber, kaynağı tarafından özür dilenip kaldırılmasına rağmen, bu yalan kampanyası büyük bir iştahla sürdürüldü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Sakarya Arifiye’deki Tank-Palet fabrikasındaydı.
Zamanlaması bakımından kuşkusuz dikkat çekici bir ziyaret oldu bu.
Hem fabrikada çalışanların moral ve motivasyonlarını artırmak, hem de muhalefete karşı kararlılık mesajlarını vermek adına bu ziyarete “çıkarma” gözüyle bakmak yanlış olmayacaktır.
Erdoğan’ın Arifiye mesajlarından bazılarını aktaralım:
– İnşallah hedef, Altay Tankını 2023’ün başında orduya teslim edeceğiz.
– Fabrikanın yabancısı değiliz. 9 yıl önce burada 244. fırtına obüsümüzün gövde kaynağını sizlerle birlikte atmıştık. 2016›ya kadar 280 fırtına obüsü üretilerek TSK’nın hizmetine verildi.
– Fabrikamızın mülkiyeti Hazine’nin, tahsisi Milli Savunma Bakanlığınındır. Tapusu devlettedir, öyle de kalacaktır.
-Fabrikanın işletmesini yapan firma Türk firmasıdır. Hiç bir çalışanımız hak kaybına uğramamıştır. Üretim, TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda askerin kontrolünde devam etmektedir. Her türlü denetim yetkisi MSB’ye aittir. Katar buranın finansal ortağıdır yüzde 49’u ile. Yüzde 51 Türk ortaklara aittir.
Erdoğan’ın bu sözleri, Tank-Palet fabrikası ile ilgili “Katarlılara peşkeş çekildi” yalanına karşı bilinen doğruların tekrarından ibaret aslında.
1973 yılında tank-palet fabrikası hizmete girdiğinde, dönemin bazı gazeteleri, “Erbakan Hoca, parayı Arifiye bataklığına yatırdı” diye manşetler atmışlar.
Görüldüğü üzere karşımızda kendisini tekrar eden bir zihniyet var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Tank palet fabrikasının Katar’a peşkeş çekilmesi Türkiye’ye bir ihanettir” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Yakın zamanda bir CHP Milletvekili Arifiye’deki fabrikadan yola çıkarak “Devletin ordusu Katar’a satılmış” deyip TSK’ya hakaret etmiş, bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin askeri teşkilatını alenen aşağılama” suçlarından resen soruşturma başlatılmıştı.
PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR DEDİKLERİ KATAR SERMAYESİ 17’NCİ SIRADA
Ülkenin değerlerinin Katalılara peşkeş çekildiği suçlamasının bir karşılığının olmadığını gösteren bazı veriler paylaşalım:
Türkiye’ye 2003 ila 2020 arasında toplam 165 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi olmuş.
Bu yatırımların takriben 3’te birini Hollanda, ABD ve İngiltere’den şirketler oluşturmuş.
Doğrudan yabancı sermaye anlamında ilk on ülke arasında Lüksemburg, İspanya, Belçika, Fransa ve Azerbaycan gibi ülkeler yer almasına rağmen Katar, 2,7 milyar dolarlık yatırımlar ancak 17’inci sırada kendisine yer bulabilmiş.
Ama keşke, bu yatırımlar daha fazla artsa, Katar gibi sadece çıkar odaklı değil, dostane duygularla Türkiye’ye yatırım yapan ülkelerin sayısı ve yatırımları çoğalsa.
Bunun niçin söylüyoruz?
Ekonomiye dönük ne zaman bir güven sorunu ortaya çıksa, batıdan gelen sıcak para ülkeden kolayca çıkış yapıyor.
Katar sermayesi ise, zor zamanlarda Türkiye ekonomisinin yanında durmaktan vaz geçmiyor.
Niçin?
Türkiye’ye ve özel olarak Türkiye’deki Erdoğan yönetimine duyulan sempati nedeniyle bu böyle oluyor.
Bu sempatinin nedenini de Katar Emiri Temim, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a telefon görüşmesinde anlatmıştı.
Ne demişti?
“Zor zamanımda yanımda bir tek Türkiye ve Erdoğan vardı. Onunla birlikte olmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Ölene kadar bu böyle olacak.”
Kılıçdaroğlu’nun Katar’dan bu kadar nefret etmesinin bir gerekçesi de Katar Emiri’nin bu yaklaşımı olmalı.”