Son yıllarda devletin yaptığı yatırımlar ile tarım ve hayvancılıkta atağa kalkan kentte, ceviz ve dut üreticiliği de her geçen yıl yaygınlaşıyor.
Kente bağlı Çemişgezek ve Pertek ilçelerinde yaşayan köylüler, geçim kaynağı olan ağaçlardan topladıkları dutları pekmez yapmak için şu sıralar kavurucu sıcakta zorlu mesai harcıyor.
Köylülerce tarlada yetiştirilen ya da yabani hayvanların beslenirken toprağa bıraktığı tohumlarla kendiliğinden yetişen dutlar, her yıl haziran-temmuz ayı aralığında olgunlaştıktan sonra hasat ediliyor.
Evdeki işlerinden arta kalan zamanlarını imece usulü dut pekmezi yapmaya ayıran köylüler, yaklaşık 20-30 metre yüksekliğe sahip ağaçlara tırmanarak dallardaki dutları toprağa serdikleri brandaların üzerine silkeliyor.
DUT PEKMEZİ ÜRETİMİ ZORLU GEÇİYOR
Köylüler yerden elleriyle tek tek topladıkları dutları daha sonra kovalara koyup pekmez yapmak üzere evlerine taşıyor.
Dutları kapı önlerine kurulan kazanlarda odun ateşinde kaynatan köylüler, iyice pişen dutları ardından bez torbalara koyarak süzüyor ve ortaya çıkan suyu tekrar ateşte kaynatıyor.Saatlerce kaynatılan dut suyu istenilen pekmez, kıvamına ulaştıktan sonra üreticilerce teneke ve bidonlara konulup damlarda dinlendirmeye bırakılıyor.
Yaklaşık bir hafta güneşte bekletilen dut pekmezi, köylüler tarafından tekrar süzgeçten geçirilerek tüketilmeye hazır hale getiriliyor.
ÇEVRE İL VE İLÇELERE PAZARLANIYOR
Dayanışmayla çalışan köylüler, hiçbir katkı maddesi kullanmadan geleneksel yöntemlerle ürettikleri dut pekmezini toptan ya da perakende çevre il ve ilçelerde satarak gelir elde ediyor.Bölgede dut kurusunun kilogramı yaklaşık 60 liradan alıcı bulurken, kahvaltı sofralarının vazgeçilmez lezzeti dut pekmezi ise 50 liradan satılıyor.
Pertek ilçesine bağlı Dere köyünde yaşayan Mustafa Denk, AA muhabirine, dört kişinin yerde branda tutup ve bir kişinin de ağaçtaki dutları silkelemesiyle dut hasadının yapıldığını söyledi.
Dutları topladıktan sonra kazana koyup kaynattıklarını ifade eden Denk, “Dutlar belli bir kıvama geldikten sonra bir süzgeçte süzüyoruz. Dutların suyu atıklarından bu şekilde ayrışıyor ve süzülen suyu belli bir süre yine kaynatıyoruz. İyice kaynayıp kıvama geldikten sonra elde edilen pekmezi bidonlara koyup damlarda güneşin karşısında bekletiyoruz. Yaklaşık bir hafta güneşin karşısında kalan pekmezi tekrar süzgeçten geçirerek sofralarda tüketmeye başlıyoruz.” dedi.
“KAVURUCU SICAKLIKTA ÇALIŞIYORUZ”
Dut pekmezi üreticisi Sakine Denk ise dut pekmezi yapmanın göründüğü kadar kolay olmadığını ve çeşitli zorluklarının olduğunu anlattı.
Denk, ağaçlardan toplanan dutları kovalarla eve taşıyıp kazanlarda kaynattıklarını dile getirerek, “Güneşin ve odun ateşinin kavurucu sıcaklığı karşısında çalışıyoruz ve pekmez üretmek çok zor oluyor. Ürettiğimiz pekmez ev ihtiyacımızdan fazlaysa bir kısmını da satıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Köylülerden Musa Şaş da geçmiş yıllarda kentte dut pekmezinin pek yapılmadığını belirtti.
Türkiye’nin dört bir yanından siparişler aldıklarını aktaran Şaş, “Bizim ürettiğimiz pekmez kaliteli ve her derde deva olduğu düşünüldüğü için çok talep görüyor. Kilogram fiyatı 50-60 lirayı buluyor. Köyde hepimiz pekmez yapımında birbirimize yardım ediyoruz. Bir gün bir komşunun, diğer gün de bir başka komşunun pekmezini yapıyoruz. Yardımlaşma olmasa ortaya bir şey çıkmaz ve pekmez yapımı bir kişinin tek yapabileceği bir iş değil.” diye konuştu.