1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Millet ittifakında tabanlar çatırdıyor! ‘Türk siyasi tarihinin en akılsız işi’

Millet ittifakında tabanlar çatırdıyor! ‘Türk siyasi tarihinin en akılsız işi’

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kuruluş aşamasında en temel konulara ideolojik bakış açılarıyla benzemezler ittifakı olarak anılan CHP-İYİ Parti-SP ve dışarıdan HDP’nin destekleriyle kurulan Millet ittifakında son aylarda ittifakın HDP’yi ayrı bir yere konumlandırmaya çalışması ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortak cumhurbaşkanı olarak dillendirilmeye başlaması yeni gelişmeleri de peş peşe tetikledi. Gara’da verdiğimiz 13 şehidin ardından İYİ Parti’nin HDP/PKK’ya karşı çok net cümleler kurması ve buna karşılık HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın ‘Demirtaş’a terörist diyenle görüşmeyiz’ resti sonrası iki partinin arası tam olarak normalleşmedi. 

Son olarak HDP tarafından Pervin Buldan’ın  “Hiç kimse bizden İstanbul seçimlerinde olduğu gibi bir tavır beklemesin.” sözü ve Sırrı Süreyya Önder’in  “Mevcut iktidar gidecek de, gelecek olan kör bıçağıyla bekliyor gibiyken biz neyle umutlanacağız?” şeklindeki çıkışları, gözleri iktidara gelmek için birbirine muhtaç olan Millet ittifakındaki yeni denklemlere çevirdi. 

İttifaklar konusunda yaşananları Haber7.com olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Orhan Miroğlu, Kanal 7 Ankara temsilcisi ve Haber7.com yazarı Mehmet Acet ve Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir’e sorduk.

AK PARTİLİ DAĞ: HDP BİR KEZ DAHA İYİ PARTİ’Yİ YALANCI KONUMUNA DÜŞÜRDÜ

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ HDP’li Buldan’ın ittifaka desteğini geri çekme restinin bir itiraf niteliğinde olduğunu belirterek “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bu ortaklığı inkar etse de, Buldan bu çıkışıyla hem Kılıçdaroğlu’nu hem de Akşener’i bir kez daha yalancı konumuna düşürmüştür.” dedi.

“HALK OYNANAN OYUNU GÖRÜYOR”

Dağ ittifakın kameralar önünde oynanan oyuna halkın inanmadığını sandıkta da teveccühlerini AK Parti yönünde kullanacaklarını şu sözlerle aktardı;

Daha önce de HDP’li bazı siyasetçiler, özellikle yerel seçimlerde CHP ve İYİ Parti’yle ittifak yaptığını dile getirmiş ancak Atatürk’ün partisi CHP’den, milliyetçi söylemleriyle ön plana çıkmaya çalışan İYİ Parti’den gür bir ses çıkmadı. CHP ve İYİ Parti, deyim yerindeyse üç maymunu oynamıştır. Ama halkımız kimin nasıl oyun oynadığını, hangi güçlerin kimlerle beraber hareket ettiğini görüyor. Hain terör örgütü PKK’ya açıktan destek veren, Mehmetçiklerimizi şehit eden teröristlerin cenazesine katılan, onlara lojistik destek veren HDP’yle yol arkadaşlığı yapan CHP ve İYİ Partili siyasetçiler halkı kandırmaya sürdüredursun, biz AK Parti olarak halkımızla yol yürümeye devam edeceğiz. 

“KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER, ‘HDP KÜSMESİN’ DİYE SUSUYOR”

CHP-HDP mitinlerinde Türk bayrağı dalgalanmaması karşısında İYİ Parti’nin acınası suskunluğunu AK Parti düşmanlığına yoran Dağ siyasi resmi şu ifadelerle özetledi;

Vatansever seçmen, Kılıçdaroğlu’nun ne olduğunu biliyor zaten… Ancak konuştuğunda mangalda kül bırakmayan, her konuda söyleyecek bir sözü olan Akşener’in, HDP’nin bu çıkışlarına karşı nedense ağzını bıçak açmıyor. Bu millet için canını dişine katan, gece gündüz demeden çalışan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a defalarca hakaret eden aynı Meral Akşener, CHP ile HDP’li yöneticilerin katıldığı mitinglerde Türk Bayrağı’nın dalgalanmamasından rahatsız bile değil. Bunun hiçbir açıklaması yok çünkü Kılıçdaroğlu da Akşener de hür iradeleriyle partilerini yönet(e)miyor. AK Parti düşmanlığı, iki muhalefet liderinin de gözünü kör etmiş. Kılıçdaroğlu ve Akşener, aleni ittifak ortağı olan HDP’nin küsmemesi için susmayı tercih ediyor.

Aslında siyasetle az çok ilgilenenler, bu üç partinin ortak paydada birleşmeyeceğini bilir. Biz zaten bu üç partinin ‘gönüllü’ şekilde birlikte yol yürümeyeceğini de biliyoruz. Bunlar, matematiksel hesap için bir araya gelmiş siyasi partiler. Bundan sonra benzer açıklamaları sıkça duyacağız. Ama ne derlerse desinler, hem CHP hem HDP hem de İYİ Parti’ye oy verenler bu birliktelikten rahatsız.”

ORHAN MİROĞLU: HDP’DE BAŞLAYAN TARTIŞMALARIN ZAMANLAMASI DA AYRICA ÖNEMLİ


AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Orhan Miroğlu, Pervin Buldan’ın Millet İttifakı’na restini itiraf, pişmanlık ve ilkesizlik ekseninde değerlendirerek zamanlamasıyla da ayrı bir anlam taşıdığını şu sözlerle ifade etti;   

Buldan’ın açıklaması herşeyden önce HDP’nin 31 Mart seçimlerinden üç yıl sonra duyduğu pişmanlığın açıkça ifade ediliyor olması anlamına gelir. HDP seçmeni, şimdi olup biteni daha iyi görüyor ve partisinin bu ilkesiz siyasetini ve tavrını eleştiriyor. Bu konuda HDP’de başlayan tartışmaların zamanlaması da ayrıca önemli. Millet ittifakı içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinde başlayan sert tartışmaların ve adayların ‘görücüye’ çıkmaya hazırlandıkları bir süreçle aynı zamanda başladı HDP içindeki tartışmalar ve Millet İttifakına yönelik sert mesajlar. Kimi, oylarımız çantada keklik değil diyor, kimi ‘HDP kimsenin arka bahçesi olmayacak’ diyor. 

“TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNİN EN AKILSIZ İŞİ”

HDP’nin Millet ittifakında olma stratejisinin PKK aklıyla uygulandığını ifade eden Miroğlu  “Türkiye siyasi tarihinin en akılsız işi” olarak tanımladığı süreci şöyle anlattı;
Sırrı Süreyya daha can alıcı ve HDP seçmeninin siyasi hafızasına damardan giren bir açıklama geldi ve dedi ki Sırrı Bey, ‘Bu hükümet gidecek ama gelecek olanlar da ellerinde kör bıçakla bekliyor olacak bizi, HDP tabanı elinde kör bıçakla bekleyenlerin bıçağını yalamayacak!” 

İyi güzel de, 31 Mart’ta aklınız neredeydi kardeşim? Büyük mağduriyetler yaşamış bir seçmen kitlesinin oylarını hesapsız, fisebilillah götürüp CHP adaylarına verirken aklınız neredeydi diye sorarlar adama! 

31 Mart seçimlerinde, “AK Parti ve MHP’nin yerel iktidar alanını daraltmak” gerekçesiyle Batı metropollerinde götürüp üç milyon oyu,  “Stratejik tercih” adıyla Millet İttifakına pazarlamak yakın zaman Türkiye siyasi tarihinin en akılsız işi olmuştur ve bu akılsızlığa yol açan da tek başına HDP’yi yönetenler filan değildir. Bu stratejik karar özünde PKK’ya aittir. Şimdi bu akılsızlık bir daha tekerrür etmesin diye, HDP içinde ciddi bir karşı duruş gözlüyoruz, ama seçmen arasında tabi. Bunun siyasi sonuçları olacaktır. En başta Millet İttifakı bileşenleri, HDP seçmeninin ittifaka ikna edilemeyeceğini göreceklerdir. Kamuoyu araştırmaları HDP seçmeninin, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa, bu seçmenin % 25’inin oyunu Sayın Erdoğan’a vereceğini gösteriyor. HDP içindeki siyasi karmaşa büyüdükçe, bu oranının artacağından şüphe etmemek lazım. Millet İttifakı içindeki adaylık pazarlıkları HDP’siz daha doğrusu HDP’nin rızası alınmadan beş para etmez! Çünkü Millet İttifakı ancak HDP oylarıyla eh işte %40’a yaklaşabiliyor! İyi Parti’nin ülkücüleri ve CHP’nin ulusalcı kanadı ise zaten HDP’yi açık bir ittifak bileşeni olarak görmeyi hiç arzu etmiyorlar.

“BENCE BU ‘KAYNAŞTIRMA STRATEJİSİ’ HDP’Yİ CHP’LİLEŞTİRMEK İÇİN”

Miroğlu, yaşanan polemiklere rağmen İzmir’de CHP-HDP’nin ortak mitingine dönüşen ‘Demokrasi için bir nefes’ buluşmasının 2023 için önemli olduğunu vurgulayarak  “Çelişki gibi görünüyor belki ama değil. CHP ve HDP içindeki sol kanat, her iki partinin tabanda kaynaşmasını çok istiyorlar. Bazen CHP’nin HDP’lileşmesi diyor bazı yorumcular, ama ben tersini düşünüyorum, bence bu ‘kaynaştırma stratejisi’ HDP’yi CHP’lileştirmek için. CHP içindeki sol kanat ile HDP içindeki sol ve egemen kanat, paneller, ‘demokrasi çalıştayları’ düzenliyorlar ve bu kaynaşmayı 2023 seçimleri için hayati önemde görüyorlar. “ dedi.

“ZÜLFÜ LİVANELİ’NİN BAYKAL ÇIKIŞI DA AYNI AMACA HİZMET EDİYOR”

Eski CHP milletvekili Zülfü Livaneli’nin Deniz Baykal’la ilgili, “Kürtleri, Alevileri, ezilenleri sevmez. Bunu çok sefer kendisi de söyledi.” ifadelerinin de yine aynı “kaynaştırma stratejisine” hizmet ettiğini ve nihayetinde akamete uğrayacağını şu sözlerle anlattı;
Medyamız farketmedi belki, ama Zülfü Livaneli’nin Baykal çıkışı da, aslında bu projenin önünü açmaya yönelik bir çabadır. CHP’nin solculuğunu HDP’ye ispat etmeye çalışıyorlar. Ama HDP seçmeninin CHP’nin siyasi tarihi, tek parti dönemi uygulamaları söz konusu olduğunda öyle büyük travmalar barındırıyor ki, Livaneli’nin ‘solculuğu’ bu travmalara çarpar, tuz buz olur! Kimse ne Dersim’i ne İstiklal Mahkemelerini ne de Takrir-Sükun yasasını unuttu. Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi başka sol partilerle görme arzusunun nedeni ise şudur belki: Millet İttifakı HDP’yi açıkça taşıyacak bir ittifak değil, çünkü HDP’nin PKK gibi ağır bir bağacı var! O halde HDP dışarıda dursun ve bilhassa cumhurbaşkanı seçimlerinde oyunu ittifak ettiği küçücük partilerle beraber Millet İttifakına versin.! Yok bu da tutmaz!

3. Millet İttifakının seçimlere daha iki sene varken, başlattığı adaylık tartışması, ittifakı her geçen gün tartışmalı hale getirecek. Çünkü ortada ilke diye bir şey yok. Meral hanımın ve diğerlerinin sık sık açıkladıkları gibi, tek amaçları var, Sayın Cumhurbaşkanını yenilgiye uğratmak! Bu amaçlarının kamuoyu daha iyi anlamaya başladıkça, onlar zayıflayacak, Cumhurbaşkanımız güçlenecek. Bu millet Erdoğan’a karşı karışık, huyu suyu birbirine benzemeyenlerden müteşekkil bir cephe kurulmasını tasvip etmeyecek. Millet İttifakı adaylarında aranan bir vasıf var ki, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal halleri yaratıyor! Meral Hanımdan İmamoğlu’na, İmamoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na varıncaya kadar, bütün adaylar bu yüzden HDP’ye göz kırpıyorlar! Ama HDP de kendi kuşatıcı ve çok sorunlu gerçeğiyle baş başa kalmış durumda.

MEHMET ACET: HDP TABANLARINDA ÇÖZÜLME İŞARETLERİ VAR

Kanal 7 Ankara temsilcisi ve Haber7.com yazarı Mehmet Acet HDP’nin Millet ittifakını seçimlerde desteğini çekmekle tehdit etmesini hem ittifaka ayar verme hem de tabanındaki çözülmeye engel olma gayreti olarak değerlendirdi.
 
“HDP çevrelerinden daha önce Selahattin Demirtaş da bu minvalde açıklamalar yapmıştı. Bir yönüyle HDP’nin ‘kolay lokma değiliz’ ‘Bizim de bir özgül ağırlığımız var’ diyerek kendi tabanına bir mesaj vererek, tabanlarını diri tutmaya çalıştıklarını düşünüyorum. Çünkü kendi tabanlarında da bir kısım çözülme olduğuna dair bir kısım işaretler var. ‘Biz şamar oğlanı değiliz, bizim de kendi duruşumuz var, dolayısıyla bizi ciddiye alacaksınız. Bizi ciddiye almazsanız, bir de oyunbozanlık yaparız’ biçiminde bir takım mesajlar veriyorlar. Daha Önce Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamalarda ‘ırkçı isimler’, ‘Irkçı Parti’ gibi İYİ Parti’ye çok ağır suçlamalarda bulunmuştu. Zaman zaman HDP sözcüsü ile İYİ parti arasında zaman zaman bu şekilde polemikler oluyor. Hatta bazen CHP Sözcüsü Faik Öztrak ile HDP arasında polemiklerin yaşandığını gördük. “

İYİ PARTİ’NİN HDP ÇIKMAZI

Acet Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in aday olmak istediğini ancak kendi parti içindeki ‘HDP alerjisine’ rağmen seçimi kazanmak için HDP’ye muhtaç olduğu gerçeği karşısındaki çıkması şu şekilde değerlendirdi;

İYİ Parti ittifakta sıkıntılı bir yerde duruyor. Bir taraftan Meral Akşener Cumhurbaşkanı adayı olmak isterken diğer taraftan adaylık için de HDP’nin reylerini bir şekilde almak zorunda. Ancak İYİ Parti’nin de kendi tabanında ciddi anlamda bir HDP alerjisi var. Sırf HDP alerjisi sebebiyle CHP’den İYİ Parti’ye geçen bir seçmen kitlesi var. Dolayısıyla bu sıkışmışlık içerisinde bir yerde tutunmaya çalışıyorlar. HDP’ye cephe alınması gereken anlarda da sadece bu HDP’ye olan borç nedeniyle kendi tabanına vermek istediği mesajlardan da uzak kalıyor. İYİ Partili isimler, günü kurtarmak söz konusu olduğunda ise örneğin Gara’da verdiğimiz şehitler konusunda bir tepki vermişti. Ama normal şartlarda HDP’nin PKK’yla ilişkileri veya PKK/YPG’nin Türkiye’ye karşı tehditlerine yönelik İYİ Parti’nin söylem sürekliliği olan bir duruşu yok. Terörle mücadelede elde edile başarılara neden hiç atıf yapmıyor, tabi ki bunlar dikkat çekici. Bunların nedeni de muhtemel bir cumhurbaşkanlığı adaylığında HDP’ye muhtaç olması. 

TAVŞAN ADAY KILIÇDAROĞLU

Ben hala Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tavşan aday olma ihtimalini ciddi buluyorum. Adaylığı arzu etse bile bu konuda kesin net bir kara vermiş değil. Muhtemel bir başka adayın yıpranmaması için ön almaya çalışıyor olabilir. Ama bir taraftan klikler söz konusu; Ekrem İmamoğlu’ndan Mansur Yavaş’a karşı olan bazı isimler onun adaylığını öne çıkarmaya çalışıyorlar. 

Kılıçdaroğlu 2018’dekine benzer bir refleks göstermek isteyebilir ama 2018’deki şartlar buna  elverişli değil. yani sağdan bir isme destek verip kendisi devlet içerisinde kadrolaşma niyetiyle hareket etmek isteyebilir. Ama şuanda da bu projeyi destekleyecek bir zemin yok. Diğer taraftan Meral Akşener kendisi aday olmak istiyor. Kendisi aday olmasa/olamasa bile kendisinin Hayır diyeceği bir kişiyi de veto edecek gibi duruyor. 

Bundan dolayı ben baştan beri muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarma çabalarına çok aktörlü ve çok faktörlü bir süreç olarak görüyorum.  Çok aktörlü çok faktörlü bir süreç.

DAŞDEMİR: HDP MİLLET İTTİFAKINDAN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ

Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir medyada kameralar karşısında Millet ittifakının üyelerinin karşılıklı restleşmesi ve gerginliği yansısa da nihayetinde bu birlikteliğin “küresel sisteme yakın olanların ittifakı“ olduğunu ve HDP’nin ayrı durmayacağını şu sözlerle aktardı: 

“SAADET PARTİSİ’NDE BİR AYRIŞMA VE AYRILMA OLACAK”

Ocak ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen Saadet Partisi (SP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ün çağrısıyla başlayan partideki dönüşümün küresel sisteme uygun şekilleneceğini ifade eden Daşdemir öngörüsünde beklediği adımları söyle anlattı;

“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN YÜZDE 47 ORANINDA NET OYU VAR”

HDP’nin ayrı bir adayla çıkması demek Millet İttifakı açısından bir oyunbozanlık. Bu seçim ikinci tura kaldığı takdirde, ilk turda bitme ihtimali yüksek; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzde 47 oranında net oyu var. Yüzde 10 kararsız oydan 3-4 puan oy alabilme potansiyeli var, onu alırsa zaten sorunu yok. İlk turda biterse 50.48, 50.13 gibi rakamlarla bitebilir. Adaylar belli olduktan sonra yapacağımız tartışmalarda daha net görebiliriz. 

“MİLLET İTTİFAKI KEMAL BEYE MAHKUM”

“Şunu net olarak söyleyebiliriz ki Millet İttifakı Kemal Beye mahkum, Kemal beyin orda ne derse ona göre rajon kesilecek.” diyen Daşdemir şunları kaydetti:

Kemal Beye kim ne diyor bilmiyoruz ama Kemal Beyin de ortak adaylığa hiç bu kadar yakın olmadığını da söyleyebiliriz. Kemal Bey daha önce çok çekiniyordu, şu anda genel başkan olduktan sonraki süreçte 10 yıl geçmiş durumda ve şu an faklı bir şey deniyor. İttifaklar sürecinde de kendini biraz geri tutmuştu, şimdi öne çıkarak kendisi cumhurbaşkanı olabilir mi onu denemek istiyor. Olabilme ya da yüksek oy alabilme potansiyeli var mı, saydığımız adaylar içerisinde en yüksek potansiyele sahip olan Kemal Kılıçdaroğlu’dur. 

Kılıçdaroğlu HDP tabanını tam yakalayabilecek, diğer taraftan da İYİ Parti tabanını tam yakalayabilecek belki de tek aday. HDP’liler Meral hanıma ya da Mansur Yavaş’a geçmiş partilerinden dolayı biraz daha mesafeli durabilirler ama Kemal beye oldukça sıcaktırlar. 

EKREM İMAMOĞLU NEDEN ADAY OLAMAZ?

Daşdemir, Ekrem İmamoğlu’un PR çalışmalarıyla parlatılma gayretine ilişkin ise, “Ekrem beyin cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasındaki potansiyelinin oldukça düştüğünü söyleyebilirim. Çünkü Ekrem Bey mevcut yapmış olduğu işlerde yeteri kadar iyi performans sergileyemiyor. Nitekim bugün İstanbul’da bindiğim bir takside, taksici CHP seçmeni olmasına rağmen “İmamoğlu’nun yaptığı işlerin tamamı daha önceki dönemde başlayan işler, onların açılışını yapıyor. Kendi yaptığı bir işin açılışını yaptığını hiç görmedik” diyor. Belediye kaynaklarında ciddi anlamda bir PR çalışmaları yaptığı için CHP’li kesimlerce tartışılıyor, konuşuluyor. Tabanda Kemal Bey kadar potansiyelinin olduğunu düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.

 

KAYNAK: HABER7 I ÖZEL
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir