Tam 21 senedir sırasıyla sistem operatör yardımcısı, bilgisayar işletmeni, şef yardımcısı, servis yetkilisi, yönetmen yardımcısı olarak çalıştığı bankada yükselme için sınava giren memur hayatının şokunu yaşadı. Yönetmenliğe yükselebilmek için başvuruda bulunan bankacı, listede ismi çıkmayınca gerçeği öğrendi.
100 BİN TL MANEVİ, BİN TL DE MADDİ TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNDU
Yapılan incelemede bankacının; 2010 senesinde amirinin, üst unvan yeterliliği için “yoktur” görüşü nedeniyle sınava kabul edilmediği ortaya çıktı. Soluğu İş Mahkemesi’nde alan bankacı, sicil notunun iptal edilmesini talep etti. Mahkeme düşük verilen sicil notunun iptaline hükmetti. Karar Yargıtay’ca da onanınca kesinlik kazandı. Aradan geçen yıllar boyunca sıkıntı yaşadığını belirten bankacı tazminat için yine mahkemenin yolunu tuttu. Davacı bankacı; yapılan uygulamanın mesleki onur ve itibarını zedelediğini, mağduriyet yaşadığını, ruhsal ve bedensel dengeleri alt üst olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu öne sürdü.
Kişilik haklarına ağır saldırı niteliğindeki işlem nedeniyle manevi ve maddi olarak yıprandığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, 100 bin TL manevi, bin TL de maddi tazminat talebinde bulundu. Davalı banka amiri ise davacının iddialarının yersiz olduğunu ileri sürerek herhangi bir maddi kaybı bulunmadığını, manevi zarara uğratılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti.
MANEVİ TAZMİNAT
Mahkeme; davacıya verilen olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen, arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki onur ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin ise reddine karar verdi. Davalı banka karara itiraz etti. Bölge Adliye Mahkemesi, İş Mahkemesi kararını bozdu. Kararı davacı banka memuru temyiz edince devreye bu kez Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi, Emsal nitelikte bir karara imza atan yüksek mahkeme, personele keyfi olarak düşük sicil notu verilmesinin manevi tazminat gerektirdiğine hükmetti.
YARGITAY’DAN EMSAL KARAR
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararında şu ifadelere yer verildi: “Olumsuz sicil notunun iptali için davacı tarafından açılan davada ilk derece mahkemesince davacının davalı bankada çalıştığı süre içerisinde, son on yılın sicil değerlendirme notlarının 9 yıllık ortalamasının 95,6 olduğu, 2010 yılı sonunda doldurulan sicil notunun ise 85 olduğu, 2001 yılından bu yana ‘bir üst görev yapma yeteneği vardır’ ibaresi yer alırken performans amirlerinden birinin ‘yoktur’ görüşü vermesinin yükselme sınavına girmesine engel olduğu ortadadır.
Sicillerin objektif esaslara göre düzenlenmesi gerektiği, 2010 yılı sicil notunun 85 olmasının objektif esaslara uymadığı gibi gerekçesinin de belirtilmediği, davacının isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle sicil notunun iptaline dair verilen karar Dairemizin hükmü ile onanmıştır. Davacı sicil notunun iptali istemine ilişkin yargılamanın sona ermesinden sonra eldeki dava ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Manevi tazminata hükmedilebilmesi için mevzuata aykırı olan eylem ve işlemi sonucunda şeref ve haysiyetin rencide edilmesi, kişilik haklarına bir saldırının bulunması gibi manevi varlıkta ağır bir sarsılma ve dengesizlik oluşması gerekir. Davacıya verilen olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen, davacının banka içindeki pozisyonu, daha önceki sicil notları, bankada çalışma süresi gibi etkenler göz önüne alındığında arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki onur ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü anlaşılmakla makul bir oranda davacının manevi tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”