Çağa ayak uydurmak, modern olmak adına alışkanlıklarımızın da ötesinde, doğru bildiklerimizden farklı bir tavır ve tutum sergilemek bana göre değil. Sosyal medyaya karşı değilim lakin özeli bu kadar aleniyette yaşamak, hele ki “ünlü” dediğimiz insanların toplumun örf ve adetlerine uygun davranması, örnek olması beklenirken ;gerek değişken sevgililerini, görselinden başka hiç bir şeye zaman ayırmadığı hissini uyandıran fotoğraflarda aşikar, eleştirmekte pervasız ve cüretkar, takdir etmede ise çıkarcı, kendinden olmayana tehditkar, dünya kendi etrafında dönüyor inancı içerisinde ihmale gelmek istemediğinde sitemkar, kendine davranışta kibar olup başkasına yapılması gerektiğinde gaddar olabilenlerin dünyası. Yaşına ve kültürüne uygun olmayı; maddiyata, sosyal statüye bağlı yaşam tercihi algısı ile “hoşgörülülüğün altında kabul gördürmeye çalışmak, moda bu deyip dayatılana bedeni, kişiliği, uygun olup olmamasına bakılmadan alkış tutup içten içe de yadırgayan kimliklerde yaşamak, medeni hali ne olursa olsun ” düzeyli ilişki” yaşıyorum deyip çoluğu çocuğu anası babası yok mu bunların” diye düşünürken yeni nesile normalmiş gibi olduğuna inandırılan çok eşlilik kavramında yaşamak, herkesin kendi hayatı sana ne -karışamazsın cümlesine sığınıp, herkesin kendine çeki düzen vermesi gerek hadi sen de denildiğinde” bana ne” diyerek kaçmanın umarsızlığında rahatlamak. bağımlılıkların arttığı, kafası güzel bedeni bol yapılı fabrikasyon tiplerin beyninin ve yüreğinin boş bırakıldığı, gerçek ve samimi ilişki ile sevgiden yoksun bir toplumun parçası olmayı modernlik saymıyorum. Radyoda, televizyonlarda ya da festivallerde; düzgün Türkçe konuşup yazamıyor olmasına rağmen, sunucu ya da programcı olarak karşımıza sırf “ünlü” olmasından dolayı tercih edilenin kendi ülkesinde kendi dilinde bile sunum yapmasına dahi müsaade edilmeyeceklere alkış tutulmasından, eğitimini alıp kendini geliştirene değil eğitilmemişe riayet edilmesine karşıyım. Bugün ” canım, dostum, kardeşim” gibi öz samimiyet içeren yakınlığı savunanların, yarın çıkarına uygun düşmediği zaman bin hakarete maruz kalmasına olduğu gibi, tam tersi durumda olanın da menfaati doğrultusunda bağrına basılan insan olmasına şaşkınım. Edeplinin salak, ahlaklının geri kafalı, halkın cahil, zenginin itibarlı, sanatın sadece müzik sporun da sadece futboldan ibaret olduğunun sanılmasından yılgınım. Yazının değil fotoğrafın daha değerli olduğu , bedelini ödedikten sonra her şeyin ve herkesin satın alınabileceği inancına karşıyım. Modern olmak adına dayatılan; örf ve adetlerimize ters, çarpık ilişkileri savunup, cağın gerçekliğine zıt, bilimden ve ilimden uzak seviyesizlik yerine kültürlü, bilinçli ve ahlaklı yeni bir nesile örnek olmak adına çaba göstermeliyiz.
Deray Yurdakul…
Instagram: derayyurdakul
Facebook: Deray Yurdakul
Mail: yurdakulderay@gmail.com