Sosyal medyada çıkar ortaya gizli saklı tutulduğu sanılan her şey. Kimi takip, kimleri ya da neyi beğenip yorumladığı iz ile kişiliğinizi ele verirsiniz. Beğenilmek, onay almak küçük yaşlardan itibaren öğretilmiş bir tatmin savaşına dönüşür. Ne kadar takdir, ne kadar onay o kadar mutluluk ve tatmin zannederiz. Bu sayede kendi değerimizi farkına varmak ya da farkedilmiş olmanın geçici, sanal keyfini çıkarırız. Kaç kişi beğenmiş, kim ne yorum yapmış, hikayeme kimler bakmış diyerek geçiririz zamanı. Bu tatmin duygusu bazen hırsa dönüşür. İstatistiksel raporlara bakıp karar veririz, en özenle seçilmiş fotoğraflardan beğenisinin yüksek ya da az olanına, primi neyin yaptığına.Yazıdan çok fotoğrafın, gerçek düşünceden çok atarlanmanın, yalın görünümden çok filtreli hallerin rağbet gördüğü sosyal medya hem içimizi dökme, hem de ruh halimizi onaran ya da saklayan bir dünya aslında. Acı çekiyorken mutluymuş gibi, kaybederken aslında kazananmış gibi, tüm öğretilerden tecrübe edinmiş bir bilge gibi, hiç yorumlamış, hiç kırılmamış, hiç pes etmemiş, hep sevilip sevilmiş, herşeyde iyiymiş gibi. Takipçi ve mavi tık alıp “değerli ya da önemli biri” olmaya çalışandan, gündeme ya da medyatik birine kafa tutana, ne anlama dahi geldiğini bilmediği bir paragrafın sırf albenili fotoğrafı için beğeni yapana da rastladığınız gibi, bedenini görsel şova çevirmiş ucuz reklam peşinde koşanlara ve bunlara beğeni yapan sözümona aklı selim görünen, hiç de bunu konduramadığınız kişilere de. Neyi paylaşıp, kimi, neyi beğendiginiz eleverir işte o zaman sizi. Gözde değil gönülde büyütebilmek için; kişinin her mecrada olmuş ya da olmamış, gerçek mi sahte mi kimliğini incelemek gerekliliğini.Aynayız aslında hem hayatta hem sosyal medyada birbirimize; samimi, sancılı ve sanrılı bir yansıma ile.Şeffaf, kaliteli ve düzgün kalıp, hayatı yalınlığı ile paylaşabilmek dileği ile…
Deray Yurdakul…
Instagram: derayyurdakul
Facebook: Deray Yurdakul
Mail: yurdakulderay@gmail.com