Hayat sürekli sınamak ve sınanmak ile geçiyor. Zekanız, sağlığınız, iletişiminiz, bilginiz, ilişkileriniz, beşeri ve beceri yeterliliğiniz. Ortalama üstünde olabilmenin hakkını vermek için gereklilik ne ise ona zorlandığımız, “kime ve neye göre” diye doğrularını pek de bilmediğimiz testler ile “bay yada bayan mükemmel” için sınavlar verdiğimiz bir hayat. Kendimizi tanıyıp, sınırlarımızı biliyorsak, ilk ve önemli adımı atmış oluyoruz aslında. Mutlu olmak, neyimizin eksik olduğunu anlamak için atlıyoruz belkide her teste, eksiklerin artıya, artı olanların da seviyesinin yükseldiği çizelgeyi görebilmeye. Ruhsal ve bedensel daha sağlıklı yaşamak ve becerilerimizi geliştirip, eksikliklerimizi tamamlamak adına ölçüyoruz kendimizi ve farkında olmadan da birbirimizi. İlişki testlerinde uyumu kontrol ediyor, olması gereken ile yaşadığımız arasında çelişkilere bakıp, kafamızda oluşan sorulara cevaplar arıyoruz. Güven arıyoruz, aradığımız güveni bizim net olarak verdiğimizi sanarak, samimiyet arıyoruz sözcüklerle eylemlerimiz arasında tutarlılığımızdan emin olarak, ahkam kesiyoruz bizim de yanılabileceğimizi hesaba katmadan, yargılıyor yaftalıyoruz belki de karşımızdaki tavır ve tutumu hak etmiş olabileceğimizin farkında varmadan. İmrendiğimiz ve olmak istediğimiz kimliklere, bedenlere bakıp, sorularımızı sorguya dönüştürüp açık ararcasına teste tabi tutuyoruz birbirimizi. Kendi içsel yolculuğumuza odaklanıp, kendimizi geliştirip iyileştirmek yerine, başkalarınının enerjisini düşürüp, otoriteymiş gibi davranıp, bilirkişi edası ile hüküm veriyoruz kim olduklarına veya olamaları gerektiklerine. Bir de yardımcı olmak, fikirlerimizi kırmadan aktarmak istediğimiz de oluyor ki; eleğin tortusuna bakmadan, feleğin çemberinden geçenleri düzeltmeye kalkıyoruz, krallığını yıkacağımız endişesini barındıranların savaş oklarına maruz kalarak. Kendilerine hayranlık duyarken, kırılma endişesi ve onaylanmama, becerememe korkusu ile yaşayanların, hep kabul görebilmek adına bilge tavırlarına yakalanırsınız. Ne sevmeyi bilirler, ne saygıyı, ne paylaşmayı. Bencilliği kanıksamış bu insanlar, kendilerini herkesten özel ve önemli sayarlar. sizi de biyat etmeniz noktasında uyarırlar küçümseyici bakış, tavır ve üslupları ile hatanızı yakalamayı kollarlar. Birkaç okkalı söz, birkaç eğitim ile oldum sanırlar, hayranlık duyulması için hikayeler anlatırlar kimi başından, kimi de hayalinde kurguyla geçmiş olan. işten işe, aşktan aşka, atlayan, tutarlılıkları sadece kendini severken başkasını küçümsemek olan yalnız ve mutsuz bireylerdir onlar. Ne teşekkürü, ne özürü, ne de minneti bilirler. Tek kişilik yaşarken, kendi oturmamış kişiliğine bakmadan teste kalkar hatta hükme varırlar. Gözlemlemek, anlamaya çalışmak, empati yapmak gerek elbette lakin, dozunda, had bilerek, gelişmeye ve ilerlemeyi amaç edinerek. Başkasını test edip yargılamadan evvel kendini bilmek, belki de sizin de testten geçiyor olduğunuzun bilincinde olmak gerek.
Deray Yurdakul…
Instagram: derayyurdakul
Facebook: Deray Yurdakul
Mail: yurdakulderay@gmail.com