Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 150 baz puan indirerek yüzde 9’a çekilmesine karar verdi.
Böylelikle, Eylül 2020’den itibaren çift hane olan politika faizi tekrar tek haneye düşmüş oldu.
Ekonomist Doç. Dr. Atilla Çifter, Merkez Bankası açıklamasında Kasım 2021’de başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar verildiğini belirtti.
Çifter, Para Politikası Kurulu karar özet metninde, hem resesyon endişesi hem de enflasyon endişelerinin dikkat çektiğini ifade etti.
“Faiz indirim kararında resesyon endişesi öne çıktı”
Atilla Çifter, faiz indirim kararında resesyon endişesinin öne çıktığını belirterek, “Sanayi üretim ve kapasite kullanım oranlarında daralma başlamış durumda ve tek hane politika faizinin bu daralmayı durdurabileceği düşünülüyor olabilir.” değerlendirmesini yaptı.
“Enflasyon seviyeleri tek hane politika faizi ile uyumsuz”
Diğer yandan tüm enflasyon seviyelerinin tek hane politika faizi ile uyumsuz olduğuna işaret etti.
Atilla Çifter, “TÜFE yüzde 85,51, ÜFE yüzde 157,69, Tarım-ÜFE yüzde 163,32, Yurt Dışı-ÜFE yüzde 117,04. Enflasyon ile ilgili olumlu parametre daha çok Aralık 2022-Şubat 2023 aralığında gerçekleşecek baz etkisi ile beklenen düşüş olabilir. Ancak Şubat 2023 sonrası para politikası kontrolünde olmayan enflasyon beklendiği kadar gerilemeyecektir.” açıklamasını yaptı.
Döviz rezervi seçime kadar yetecek mi
Çifter, TCMB’nin satılabilir döviz rezervinin, seçim dönemi olan 2023’ün ikinci çeyreğine kadar yetip yetmeyeceğinin belirsiz olduğunu işaret etti. Döviz kurunun sabit tutulmasıyla KKM girişlerinin de durduğunu ifade eden Atila Çifter, bu durumun KKM’nin de sürdürülebilirliğini riske attığını değerlendirdi.
“Politika faizi oranı Kasım 2021’den itibaren piyasa faizlerine yansımadı”
AA’nın haberine göre ekonomist Çifter son olarak, “Politika faizinin piyasa faizlerine yansıması ise faiz indirimlerinin başladığı Kasım 2021’den itibaren gerçekleşemedi. Ticari kredi ve tahvil faizlerinde bankalara tahvil alımı yaptırımı ile gerileme gerçekleşirken, mevduat faizlerinde artış eğilimi sürüyor. 1-3 ay arası mevduat faizleri yüzde 21’i aşmış durumda. Faiz oranlarının bu derece ayrışması politika faizinin makro denge ile uyumsuz noktaya çekildiğini gösteriyor.” açıklamasını yaptı.